DENEYİMLER
Saygıdeğer Konuklar ve Değerli Basın Mensupları,
Uluslararası Enerji Ajansı İcra Direktörü Fatih Birol ile bir araya geldiğimiz bu etkinliğimize hoş geldiniz. Sizleri TÜSİAD Yönetim Kurulu adına saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle enerji sektörünün en önemli kurumlarından olan Uluslararası Enerji Ajansı’nın İcra Direktörlüğü görevine üçüncü kez seçilen Fatih Birol’u en içten dileklerimle kutlamak isterim. Sayın Birol’un, TIME Dergisinin “2021 Yılının En Etkili 100 Kişisi” arasında seçilmesi gibi, birçok kıymetli platformda küresel öncü isimler arasında zikredilmesi bizleri son derece onurlandırıyor.
Saygıdeğer Konuklar,
Ülkelerin büyüme politikaları yeşil ve dijital dönüşümün unsurları etrafında şekilleniyor. Pandemi sonrası toparlanma planlamalarında iklim değişikliği ile mücadele ana bileşenler arasında yerini korudu; enerji sektörünün dönüşümüne yönelik tedbirler de bu hedefi mümkün kılacak şekilde güçlendirildi.
Bu süreçteki Ukrayna-Rusya savaşı ise hem küresel ölçekte yaşanan gelişmelerin enerji maliyetleri üzerindeki etkisini hem de enerjide dışa ve fosil kaynaklara olan bağımlılığın derecesini gözler önüne serdi. Enerji politikalarında perspektif hızla “enerji dönüşümünden” “enerji arz güvenliğine” kaydı. Bu süreçte Avrupa Birliği Rusya’ya karşı bir dizi yaptırım planını hayata geçirdi; “RepowerEU” planıyla fosil kaynaklarda Rusya’ya olan bağımlılığını 2030 yılına kadar sonlandırmayı hedeflediğini açıkladı. Aynı plan dahilinde sıvılaştırılmış doğalgaz, yenilenebilir enerji, enerji verimliliği, yenilenebilir hidrojen, elektrifikasyon ve altyapı yatırımlarının artırılacağına işaret etti. Uluslararası Enerji Ajansı da 10 maddelik eylem planıyla bu tartışmalara katkı sağladı.
Değerli Konuklar,
Nisan ayının başında açıklanan IPCC-Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin[1] Raporundaki analizler ise bizlere iklim değişikliğiyle mücadelede şimdi ya da asla dediğimiz bir noktada olduğumuzu gösteriyor. Bu kapsamda küresel enerji dönüşümü daha da derinleşmemiz gereken bir alan olarak ortaya çıkıyor.
Bu gelişmeleri dikkate aldığımızda, şubat ayında gerçekleştirilen İklim Şurası kararlarına da yansıyan ve bu yıl içinde hazırlanması öngörülen Uzun Dönemli Enerji Planı’nı stratejik önemde görüyoruz. Bu planın arz güvenliği, öngörülebilirlik ve sürdürülebilirlik prensiplerini bütüncül gözetmesi kritik önem taşıyor.
Bu çerçevede, yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği potansiyelimizin azami şekilde kullanıldığı; enerji arz güvenliğine ve kalitesine yönelik altyapının güçlendirildiği; serbest piyasa uygulamalarından uzaklaşılmayan bir planı hedeflemeliyiz. Etkili bir kaynak ve rezerv planlamasını; hidrojen gibi yüksek potansiyel taşıyan alanlarda güçlü bir teknoloji ve inovasyon desteğini; ekonomik enerjiye ulaşılabilirliğin artırılmasını önceliklendirmeliyiz.
Saygıdeğer Konuklar,
Küresel enerji dönüşümü arz güvenliği, iklim değişikliği, jeopolitik, ekonomik, sürdürülebilirlik ve teknolojik boyutlarıyla önümüzdeki dönemde stratejik önem taşımaya devam edecek.
Bu çerçevede Sayın Birol ile gerçekleştireceğimiz bugünkü istişareyi son derece kıymetli buluyorum. Sözlerime etkinliğimize katılımları için Sayın Birol’a teşekkürlerimle son veriyor; kendisini kürsüye davet ediyorum.
[1] IPCC: Intergovernmental Panel on Climate Change (Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli), yüzlerce biliminsanı katkısı ile farklı çerçevelerde raporlar hazırlıyor, bu raporlar Paris Anlaşması gibi uluslararası iklim rejimini belirleyen süreçlere yön veriyor.
