1 Ekim 2025,
Değerli Katılımcılar,
Sizleri TÜSİAD Yönetim Kurulu adına saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Bugün sizlerle TÜSİAD Maliyet Bazlı Rekabet Gücü Endeksi’nin 2025 2. Çeyrek sonuçlarını ele almak üzere bir araya gelmiş olmaktan büyük memnuniyet duyuyorum.

Bildiğiniz gibi endeksimizi ilk kez Haziran ayında gerçekleştirdiğimiz toplantıyla tanıtmış ve ilk bulgularımızı kamuoyu ile paylaşmıştık. Aradan geçen üç aylık sürede çalışmamıza iş dünyası, sivil toplum kuruluşları ve kamu kesiminden gösterilen büyük ilgi bizleri çok mutlu etti.
Hatırlatmak gerekirse, TÜSİAD Maliyet Bazlı Rekabet Gücü Endeksi, ülkemizin imalat sanayi sektörlerinin ana ihracat pazarlarında, rakip ülkelerimizle karşılaştırmalı olarak dört üretim maliyetini inceliyor: ara malı, enerji, işgücü ve finansman maliyetleri. Böylece zaman içinde maliyet bazlı rekabet dinamiklerimizin rakiplerimiz karşısında nasıl değiştiği detaylı analiz ediliyor. Benzer şekilde, hangi kalemlerin rekabetçiliğimiz üzerinde ne boyutta etkili olduğunu da anlama fırsatımız oluyor.
Önümüzdeki dönemde de endeksi her çeyrekte yayınlamaya devam edeceğiz. Bir süre sonra sektörler ve rakip ülkeler özelinde daha detaylı verileri de sizlerle paylaşacağız. Böylece Türkiye’nin ihracat pazarlarında rekabet şartlarının ne durumda olduğunu çok daha somut ve veri temelli olarak görebileceğiz. Aynı zamanda bu detaylı verilerin maliyet bazlı rekabet gücümüze katkı sağlayacak politika önerileri geliştirmeye yardımcı olacağına da inanıyoruz.
Değerli Konuklar,
Bu yıl endeksteki ilk veriyi açıkladığımız 2025’in birinci çeyrek sonuçlarında rekabet gücümüzün son on yılın en düşük düzeyinde olduğunu görmüştük. Şimdi ise 2. Çeyrek 2025 sonuçlarına göre, TÜSİAD maliyet bazlı rekabet gücü endeksi sınırlı bir iyileşmeye işaret etmekte.
Değerli konuklar,
Özellikle içinden geçtiğimiz küresel süreç, korumacılığın artması, gümrük vergileri, artan jeopolitik riskler ve hızlı gelişen teknoloji ihracat pazarlarında rekabet koşullarının kökten değişmesi ile sonuçlanıyor. Ülkeler rekabet güçleri kazanabilmek için verimliliklerini arttırmanın yollarını arıyorlar. Bundan sonrasında daha sağlam ve daha rekabetçi bir ekonomi yaratmanın önemi artıyor. Dolayısıyla küresel bazda rekabet koşullarını özellikle veri bazlı ve sağlıklı teşhis etmek çok daha önemli hale gelmiş durumda.
Türkiye coğrafi konumu, altyapı yatırımları ve sofistike özel sektörüyle doğru adımları atarak AB gibi ortaklarıyla ekonomik entegrasyonunu derinleştirebilir ve küresel değer zincirlerindeki konumunu güçlendirebilirse, katma değerli-markalı üretim yapabilirse olası ticaret savaşlarından avantajlı çıkan ülkelerden biri olabiliriz.
Ekonomimizin potansiyelinin çok daha yüksek olduğunu biliyoruz. Dijitalleşmeye, insan kaynağına, eğitime, markaya yatırım yaparak verimliliğimizi arttırmalıyız. Dış ticaretimize dair doğru politikalar inşa ederek ve doğru alanlara yatırımla küresel ticaretten aldığımız payı yükseltebiliriz. Bunun için de salt ihracatımızı ya da yurt içindeki maliyet süreçlerini tartışmamız yeterli olamıyor; aynı zamanda, sektörlerimizin maliyet yapısını doğru analiz ederek nasıl rekabetçilik avantajı kazanabileceğimize de kafa yormalıyız. Yaptığımız bu çalışma ile TÜSİAD olarak bu sürece önemli katkı sağlayacağımızı düşünüyorum.
Bir kez daha bu değerli endeksi üreten Saha Analytics ekibine, bu çalışmada TÜSİAD’ın danışmanlığını yürüten Prof. Dr. Hakan Kara’ya ve Başekonomistimiz Gizem Öztok Altınsaç’a teşekkür etmek istiyorum. Panel kısmında konuşmacılarımız hem endeksin ikinci çeyrek sonuçlarına dair detaylı değerlendirmeler yapacak, hem de bu sonuçlardan yola çıkarak Türkiye ekonomisinin mevcut durumuna ilişkin görüş alışverişinde bulunacaklar. Çalışmamızın Türkiye ekonomisinin tüm paydaşları için faydalı olmasını temenni ediyorum.