23 Şubat 2024
Değerli misafirlerimiz ve basın mensupları,
Biraz önce Koç Üniversitesi ve TÜSİAD ortaklığı ile oluşturulan Ekonomik Araştırma Forumu (EAF) “2024 Yılında Türkiye Ekonomisi” konferansındaydım.
O konferansta ülkemizin ekonomisi önündeki riskleri ve fırsatları ele aldık.
Ülkemizin bulunduğu coğrafyadaki jeopolitik ve iklim riskleri her platformda dile getiriliyor. Tüm platformların gayesi de ülkemizi bu riskler karşısında daha dayanıklı hale getirmek.
Bugün burada ülkemizin ve her birimizin geleceği için oldukça önemli bir konuda bilinç oluşturmak adına burada bulunuyoruz.
Malumunuz ülkemiz bir deprem ülkesi. Ülkemizi depreme ve getirdiği risklere karşı dayanıklı hale getirmek hepimizin öncelikli sorumluluğu olmalı.ODE Yalıtım olarak, kuruluşumuzdan bu yana yalıtım malzemeleri üretip, yurt içi satış ve ihraç etmenin ötesine geçerek, sektörümüzün gelişimine ve toplumun her kesiminde yalıtıma yönelik farkındalığı artırmaya katkı sağlayan bir şirket olmayı kendimize misyon edindik.
Bu farkındalığı yayınlarımız, eğitimlerimiz ve araştırmalarımızla sunmaya gayret ediyoruz.
Bugün sizlerle paylaştığımız bu kitap da sunduğumuz bu yaklaşımın değerli bir temsilidir.
Geçtiğimiz yıl yaptığımız araştırma bize gösterdi ki binaların depreme karşı dayanıklılığında su yalıtımının önemi ne yazık ki bilinmiyor.
Oysaki ülkemiz bir deprem ülkesi.
Geçtiğimiz yıl bugünden yaklaşık iki hafta önce tarihimizin en ağır deprem felaketlerinden birini yaşadık… Kahramanmaraş merkezli depremlerin acısı ilk günkü gibi kalbimizde.
Tekrar böylesine büyük acılar yaşamamak için acilen harekete geçmeli ve ülkemizdeki her bir binayı depreme karşı dayanıklı hale getirmek zorundayız.
Bu doğrultuda inşaat sektörünün tüm bileşenleriyle birlikte su yalıtımının bina dayanıklılığında oynadığı hayati role dair farkındalığı artırmalıyız.
Yalıtımın hem enerji verimliliği hem de bina güvenliğiyle doğrudan bir ilişkisi bulunduğunu vatandaşlarımıza anlatmalıyız. Binalar ne kadar sağlam olursa olsun, su yalıtımı yapılmadığında büyük yıkımların kaçınılmaz olabileceği ile ilgili her vatandaşımızı bilgilendirmeliyiz. Vatandaşlarımıza aldıkları veya kiraya çıktıkları evde yalıtım olup olmadığını bilmeleri gerektiğini, yetkili kişilere doğru soruları sormalarını söylemeliyiz.
Öte yandan tabii ki hiç kuşkusuz önceliğimiz insan hayatı ve yapıların güvenliği. Ancak bununla birlikte ekonomik boyuta da dikkat çekmeliyiz. Depremin yol açtığı güncel konut hasarının maliyeti on milyarlarca dolar. Bu maliyet, zaten zorda olan ülke ekonomimizi önümüzdeki birkaç yıl daha da zorlayacak.
Dolayısıyla yalıtım maliyetinin, bina maliyetinin içinde yüzde 1 ila 3 gibi bir paya sahip olduğunu, bundan kaçınmanın yol açtığı hayati ve ekonomik kayba vurgu yapmalıyız.
Bugün burada sizlerle buluşturduğumuz bu akademik referans kitabımızla bu görevleri üstlenmeyle ilgili önemli bir adım atıyoruz. Toplumda farkındalık oluşturabilirsek ne mutlu bize.
Buradan kitabın hazırlanmasındaki katkılarından dolayı Prof. Dr. A. Nil Türkeri’ye, Y. Mimar Canan Baş ve Y. Mimar Sürhan Artuğ’a bir kez daha içten teşekkürlerimi sunuyorum. Hocamızın bilgi birikimi ve destekleri, bu çalışmanın içeriğine önemli bir değer kattı.
Bu kitap üzerine çok büyük emekleri olan ve 2022 Şubat ayında aramızdan ayrılan İTÜ Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. M. Cem Altun’u da saygıyla anıyorum.
Ayrıca kitabın her aşamasına katkı sunan ODE Yalıtım çalışanlarına da tebrik ve teşekkürlerimi sunuyorum.
Bu kitabın yalıtım alanındaki bilgi birikiminizi zenginleştirmesini ve sektördeki başarılarınıza ışık tutmasını diliyorum.
ODE Yalıtım olarak, gelecekte de sektöre ve topluma fayda sağlamak üzere çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
Global bir marka olma vizyonuyla hareket eden ve Türkiye’nin yalıtım malzemeleri ihracatının yüzde 16’sını üstlenen şirketimiz, bugün olduğu gibi gelecekte de hem ülke ekonomisine hem enerji verimliliğine hem ihracata katkı sunmaya devam edecek.
Sevgi ve saygılarımla…