DENEYİMLER

16. Kurumsal Yönetim Zirvesi Açılış Konuşması

15 Nisan 2025

Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği’nin Kıymetli Başkanı, Değerli Katılımcılar ve Basın Mensupları, 

Sizleri şahsım ve TÜSİAD Yönetim Kurulu adına saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

TKYD’nin 2003’ten bu yana sürdürdüğü bu kıymetli organizasyonun, kurumsal yönetim alanında ülkemize kazandırdığı perspektif ve birikim, hepimiz için çok değerli. Konuşmama, bu kıymetli platformda emeği geçen herkese, içten teşekkürlerimi ileterek başlamak istiyorum.

Değerli konuklar,

Bu yılki zirvenin teması olan “İnsan Odaklı Kurumsal Yönetim” yalnızca bugünün değil, iş dünyasının geleceğini belirleyecek, ana konulardan biri.

İnsan, kurumların yalnızca bir bileşeni değil, en kıymetli varlığıdır. Rekabetin hızlandığı, dijitalleşmenin her alanı dönüştürdüğü, yetenek savaşlarının küresel ölçekte yaşandığı bu çağda, kurumların başarısı artık yalnızca strateji ve sermaye ile değil, insanla, yani onu nasıl çektiğimiz ve nasıl elde tuttuğumuzla doğrudan ilişkilidir.

TÜSİAD olarak 50. Yılımız dolayısıyla 2021’de yayımladığımız “Yeni Bir Anlayışla Geleceği İnşa” raporumuzda da altını kalın çizgilerle çizdiğimiz bir gerçek var:

Gelecek; insana yatırım yapan, kapsayıcılığı ilke edinmiş, güven temelli yapılarla yükselecek. İş dünyası da, bu anlayışı içselleştirmek durumunda.

Bu yaklaşım, sadece bir iyi niyet temennisi değil. Dünya Ekonomik Forumu’nun, Sabancı Üniversitesi-TÜSİAD Rekabet Forumu anket yürütücülüğünde, bu yıl ikinci kez ülkemizin dahil olduğu İşlerin Geleceği 2025 Raporu bize bunu verilerle söylüyor.

Raporda önümüzdeki yıllarda küresel iş gücünü şekillendirecek temel beş faktör şu şekilde sıralanıyor:

  • Teknolojik gelişmeler
  • Yeşil dönüşüm
  • Ekonomik dalgalanmalar
  • Jeoekonomik değişimler
  • Demografik dönüşümler

Bu faktörlerin etkisiyle, 2030 yılına kadar dünya genelinde 170 milyon yeni iş yaratılması, aynı zamanda yaklaşık 92 milyon işin dönüşmesi bekleniyor.

Türkiye özelinde raporda öne çıkan bulgular ise oldukça dikkat çekici:

  • Dijital erişimin yaygınlaşması, 2025-2030 döneminde Türkiye’de iş gücü piyasasını dönüştürecek temel unsur olacak.
  • Türkiye’deki işverenler, iş başında kullanılan becerilerin %44’ünün, 2030 yılına kadar değişeceğini öngörüyor.
  • Yapay zeka, büyük veri, teknolojik okuryazarlık, ağ yönetimi ve siber güvenlik gibi alanların, en hızlı büyüyen beceriler arasında yer alması, çok dillilik gibi sosyal becerilerin öneminin de, küresel ortalamanın üzerinde artış göstermesi bekleniyor.

Veriler, gelecekte yalnızca teknolojiye değil, aynı zamanda insana, öğrenmeye ve çok yönlü yetkinliklere yatırım yapan kurumların başarılı olacağını gösteriyor.

Değerli konuklar,

Kurumsal yönetim anlayışının geleceği, sadece finansal denge tablolarında, risk ve uyum süreçlerinde değil; yetkin insan kaynağını kazanmak ve geliştirmek üzere atılacak adımlarda da yazılıyor.

Bir diğer deyişle, bugün kurumsal yönetim ilkelerini; şeffaflık, hesap verebilirlik, adillik ve sorumluluk boyutlarıyla tanımlarken, bu değerlerin merkezine, insanı yerleştirmeliyiz.

Yönetim kurullarının stratejik önceliği, artık yalnızca hissedarlara değer yaratmak değil; aynı zamanda geleceğin yeteneklerine güven veren, onları içeride tutabilen, sürekli gelişimi teşvik eden yapılar kurmak olmalı. Aksi halde uzun vadeli başarıya ulaşmak mümkün değil.

Bu nedenle, bugün kurumsal yönetim ilkelerini yeniden düşünmek, aynı zamanda iş dünyamız için insan kaynakları odaklı bir eylem çağrısıdır.

Bu süreci yönetebilmek, geleneksel liderlik anlayışının ötesine geçmeyi gerektiriyor. Esnekliğe, empatiye, öğrenmeye ve birlikte inşa etmeye açık bir iş dünyası liderliği kritik önem kazanıyor.

Yönetim kurulları, insan odağını karar alma süreçlerine entegre etmekle kalmamalı, bu kültürü tüm organizasyona yaymalıdır.

Kurumlar, yalnızca çalışanlarını değil, geleceğin yeteneklerini de bugünden inşa etmek zorundadır.

Değerli Konuklar,

Yeteneklerden bahsederken, ülkemizin büyük bir potansiyelini de konuşmamız gerekiyor. Çalışma hayatına baktığımızda, kadınların işgücüne ve istihdama katılımı erkeklerin hala yarısı düzeyinde. Pek çok kadın çalışma hayatına ya hiç katılmıyor ya da çalışma hayatından erkenden ayrılıyor. Oysa tek kanatla geleceğe uçamayız.

Biliyoruz ki kadın ve erkeğin potansiyelini birlikte harekete geçirdiğimizde, hem daha üretken, hem de yarattığı değeri, daha adil bölüşen bir ülke olabiliriz.  

Bunun için, kadınların sadece çalışma hayatına katılımı değil, çalışma hayatının her kademesinde eşit temsiline de odaklanmamız gerekiyor. Pek çok araştırmaya göre yönetim kademelerinde kadınların eşit temsili, kurumların daha etkin yönetimi ve başarısı için de fark yaratıyor. Bu hem eşitlik, hem de iyi yönetişim meselesi. 

Bu kapsamda, TÜSİAD olarak 2024 yılında, iş dünyasını, yönetim kurulları başta olmak üzere, tüm yönetim kademelerinde kadın temsilini artırmaya, yönetim kurullarındaki kadın üye oranını iki yıl içinde %25’e, beş yıl içinde %33’e çıkarmaya ve güncel verilerini açıklamaya davet ettik. Bu konuyu her yıl takibe devam ediyoruz.

Sözlerime son verirken, XVI. Uluslararası Kurumsal Yönetim Zirvesi’nin; şirketlerimizin insanı odağa alarak, kadın-erkek tüm yetkinliklere yatırım yapması ve yetkin insan kaynağını elinde tutabilmesi konusunda hepimize ilham vermesini diliyorum.

© Orhan Turan 2022. Tüm Hakları Saklıdır.